1. Bağımlılık Nedir?
Tolerans: Tekrarlanan dozlarda, ilk dozdan daha az etki anlamına gelmektedir. Başka bir deyişle aynı etkinin sürekliliği için giderek artan dozda madde alma gereksinimidir. Toleransın hızı ve derecesi her bir madde için, maddenin her bir etkisi için ve maddeye maruz kalan organizmanın farklılığına göre değişebilir.
Duyarlılaşma: Duyarlılaşma (sensitization) toleransın tersine bir maddeyi kullandıkça etkisinin artmasıdır. Genellikle SSS uyarıcılarında sık görülmekle birlikte, bağımlılık yapıcı tüm maddeler için geçerli olduğuna ilişkin araştırmalar vardır. Aynı miktarda maddenin sürekli uygulamasıyla tolerans, aralıklı uygulanmasıyla duyarlılaşma meydana gelir.
Yoksunluk Belirtileri ve Fiziksel Bağımlılık: Yoksunluk belirtileri, bir maddenin uzun süre alındıktan sonra bırakılması ya da azaltılması karşısında verilen fizyolojik tepkilerdir.
2. Sigara Bağımlılığının Nörobiyolojisi
Nikotinin etkileri; Beyin, otonomik gangliyon ve nöromusküler bileşkedeki nikotinik asetilkolin reseptörleri (nAChRs) aracılığıyla gerçekleşir.
Nikotinin alfa4 - beta2 nAChR’e affinitesi diğer reseptörlere göre daha yüksektir.
3. Sigaranın içinde ne var?
Sigara dumanında 4,000’den fazla kimyasal madde vardır.
Nikotin: Bağımlılık yapar.
Karbonmonoksit: Kanda oksijenin yerini alır.
Kanser yapıcı maddelerin bazıları şunlardır:
Arsenik Vinil klorür, Asetaldehit , Benzopiren DDT, Kurşun, Polonium 210 , Benzen, Nitrozamin, Formaldehit, Krom, Nikel, Vinil klorür ,Asetaldehit.
İrritanlar ve zehirler ise:
Siyanür, Laktik asit, Formik asit, Azotoksit, Amonyak, Aseton, Akrolein, Bizmut, Uçucu aminler.
4. Sigara ve Yaşam Süresi
Şizofrenide Yaşam Süresi Kısadır
Şizofreni hastaları normal kişilerin yaşam sürelerinden 25 yıl daha erken yaşama veda ederler.
Şizofreni hastalarındaki bu erken ölüm riskinin birçok nedeni vardır. Kullanılan ilaçların yan etkilerinden kilo alımı, diyabet gelişimi, beslenme biçimi bozukluları, hareketsiz bir yaşam tarzı ve sigara bu etkenlerin başında gelmektedir. Şizofreni hastalarında görülen sigara bağımlılığı hastaların erken yaşlarda kalp hastalığı geliştirerek ölmelerine yol açmaktadır.
5. Şizofreni Belirtileri
Şizofrenide 2 ana belirti kümesi vardır: düşünce bozukluğu, sesler işitme, hayal görme, davranış bozuklukları gibi psikotik belirtiler (pozitif belirtiler) ve düşünce fakirleşmesi, sosyal içe çekilme, hayattan zevk alamama ve işlev görememe gibi negatif belirtiler.
Şizofrenide negatif belirtiler ile bilişsel işlev bozulması arasında ilişki vardır. Bilişsel işlevler dikkat, bellek, yargılama, yönetme gibi beynin üst düzey işlevlerini anlatan bir kavramdır. Normal bir kişinin içinde yaşadığı dünyayı anlaması, sosyal yaşama uygun davranması, diğer insanların yaşadıklarını ve düşüncelerini algılaması, toplumsal ve mesleksel yaşamın gerekliliklerini yerine getirebilmesi için bu bilişsel işlevlerin etkin olması gerekir. Örneğin dikkat ve bellek işlevleri bozuk olan bir kişi çalışma yaşamının gerekliliklerini yerine getiremez. Yönetme ve yürütme işlevleri, belleği, duyguları ve düşünceleri tanıma yeteneği bozuk olan bir kişinin sosyal ilişkilerinin iyi olması ve toplumsal rolünü yerine getirebilmesi beklenemez. Gerçekten de şizofreni hastaları, bilişsel işlevler bozuk olduğu için çalışamaz, sosyal ilişkilerde sorun yaşarlar ve toplumsal rollerini etkin olarak gerçekleştiremezler.
Negatif belirtiler ne yazık ki şizofreni hastasının yakınları tarafından yanlış yorumlanır. Hastayı "tembel" olmakla suçlarlar, başkalarıyla hastayı kıyaslarlar. Hastanın yakınlarının hastayı "tembel" ve benzeri şekilde eleştirmesi hastanın iyileşmesini genellikle çok olumsuz etkiler. Bu tür anne-babaların eleştirdiği hastalar iyileşememektedir.
Şizofreni tedavisinde kullandığımız mevcut antipsikotik ilaçların psikotik belirtileri iyileştirirken, negatif belirtileri iyileştirme etkisi sınırlıdır. Öte yandan ise negatif belirtiler hastaların gelecekte iyileşmelerini ve çalışmalarını öngören en temel belirtilerdir. Yani eğer kullanılan ilaç tedavisi hastadaki negatif belirtileri iyileştirirse ya da hastadaki negatif belirtilerin şiddeti hafif ise hasta iyileşebilmektedir. Bu nedenle özellikle negatif belirtileri iyileştirebilen yeni ilaçlara gereksinim vardır.
Şizofreni ile ilgili daha detaylı bilgi için; Şizofreni Sitesi adresini ziyaret edebilirsiniz.
6. Şizofreni ve Sigara Bağımlılığı
Genel olarak şizofreni hastalığı olan kişilerde %50-90 arasında sigara içim oranları bildirilmektedir. Türkiye’de de şizofreni hastalarının sigara kullanımı benzer sıklıktadır.
Şizofreni hastalığına sahip bireylerin daha yüksek nikotin ve katran içerikli sigaralar içtiği ve bu sigaraları bitişine çok yakın noktalarına kadar içtikleri gözlenmiştir. Bu durum kendisini hastaların parmak ve tırnaklarında kalan sarımsı izler ve sigara yanıkları ile belli etmektedir. Genellikle sigarayı böylesine sonuna kadar içmek psikotik durumun oluşturduğu unutkanlığa ya da bilişsel bozulmaya atfedilse de, sigaranın son kısmında nikotinin en yüksek seviyede bulunması bu eğilimin bağımlılık ve pekiştirme açısından da ele alınabileceğini araştırmacılara düşündürmüştür.
Nikotinin mezolimbik yolaklarda dopamin salınımı değiştirdiği, prefrontal kortekste glutamaterjik nöronları uyardığı, böylece bazal gangliyonlarda glutamat ve dopamin etkinliğini artırdığı düşünülmektedir. Bu etkilere bağlı olarak nikotinin negatif belirtileri azalttığı, buna karşılık pozitif belirtileri de çoğaltabileceği ileri sürülmüştür.
Nikotinin Duyusal Perdelemesi;
Şizofreni olan bireyler işitsel algılarda duyusal perdeleme düzeneklerinde bir yetersizliğe sahiptirler. Bu yetersizliğin geçici olarak sigara içimi ile azalabildiği öne sürülmüştür.
Bilişsel İşlevler;
Şizofreni hastalarının dikkat azalması ve bellek bozuklukları nedeniyle sigara içtikleri düşünülmektedir. Sigara içerek hastalar belki de bu bilişsel işlevlerini iyileştirme çabası içindeler. Öte yandan bu klinik özellik beyindeki nikotin reseptörlerini yeni ilaç araştırmalarının hedefi haline getirmiştir.
7. Toplumun Şizofreni Hastalarına Bakışı ve Damgala(n)ma
Yaşam boyu %1 oranında görülmesine ve genç yaşta başlayıp yeti yitimine yol açmasına karşın şizofreni ihmal edilmiş bir hastalıktır. İhmalin en önemli nedenlerinden biri toplumun şizofreniden ve şizofreni hastalarından korkmasıdır. Toplumun şizofreni hastalarından korkması, onları damgalayıcı ve dışlayıcı tavır göstermesi, hastaların tedaviye gelmelerini ve ilaç kullanmalarını engellemektedir. Bunun sonucunda ise, hastaların ilaçlarını kullanmamaları riskli davranışlara yol açabilmektedir. Ayrıca, şizofreni bir beyin hastalığıdır ve tedavisi vardır. Ancak bu konuda da toplum yeterince bilinçli değil. Toplumu şizofreni alanında bilgilendirmek gerekiyor. Toplumda şizofreniyle ilgili ihmali aşmak, cahilliği azaltmak ve var olan yanlış inançları düzeltmek için geçmişte birçok damgalama kampanyası yapıldı ve halen de birçok ülkede aktif olarak devam etmektedir. “Akıl Oyunları” filmini bu çerçevede düşünmek gerekir. En geniş kitlelere şizofreni ile ilgili olumlu bir mesaj vermek isterseniz bunun yolu medya aracılığıyla pozitif örnekleri ortaya koymaktır. John Nash bu bakış açısından inanılmaz bir şanstı ve hakkında da bir kitap yazılmıştı.
Toplumda şizofreniye yönelik yanlış düşünceler ve inanışlar vardır. Ancak en sorun olan düşünce şizofreni hastalarının saldırgan olduklarına ilişkin toplumdaki yaygın kanıdır. Yapılan araştırmalar toplumda saldırgan davranışların görülme sıklığını %2-4 arasında saptarken, şizofreni hastalarında saldırgan davranışların %12 olduğunu ortaya koymuştur. Saldırgan davranışlar alkol ve madde kötüye kullananlarda (%25-35) ve antisosyal kişilik bozukluklarında (%40) daha sık görülmektedir. Hatta meclisteki milletvekillerinde bile saldırganlık olduğuna tanık olmaktayız. Şizofreni hastalarını saldırgan olarak suçlamak, her 10 şizofreni hastasından 9’una haksızlık yapmak anlamına gelir. Oysa şizofreni hastaları ve hasta yakınları toplumun kendilerinden korkmalarından son derece rahatsız olmaktadır. Gerçekte ise şizofreni hastalarının kendileri toplumdan ve toplumun acımazlığından korkmaktadır.
Bir konuya özellikle dikkat çekmek istiyorum. Toplumun şizofreni hastalarından korkması, onları damgalayıcı ve dışlayıcı tavır göstermesi hastaların tedaviye gelmelerini ve ilaç kullanmalarını engellemektedir. Bunun sonucunda ise hastaların ilaç tedavisini kullanmamaları gibi riskli davranışlara yol açabilmektedir. Ayrıca şizofreni bir beyin hastalığıdır ve tedavisi vardır. Unutmayalım ki şizofreni hastalarını dışlamak demek Nobel ekonomi ödülü alan John Nash gibi birçok ünlü ve yaratıcı kişiyi toplumdan dışlamak anlamına da gelmektedir. Birçok kişi yaratıcı ve yetenekli özelliklerinin yanısıra şizofreni belirtileri yaşamaktadır.
Şizofreni konusunda toplum yeterince bilinçli değildir. Toplumu şizofreni alanında bilgilendirmek gereklidir. Bu en yaygın olarak medya aracılığıyla olur. Geçmişte bu konuda birçok çalışma yaptık. Bu tür çalışmaların sürekli olması gerekmektedir. Bütün çabalar gazetelerin 2. sayfasında bir şizofreni hastasının saldırganlığı ile ilgili bir haber çıkınca hızla yetersiz kalıyor. Bu nedenle şizofrenideki damgalamayla en etkin mücadele şizofreniyi iyileştirdiğimizde olumlu sonuçlanabilecektir. Ya da iyileşen olumlu hasta örneklerini görünce toplumdaki önyargılar kaybolabilir. Bu amaçla "Biz, siz ve onlar..." diye belgesel bir film hazırladık. Bu konuya ilgisi olan okuyucular internetten bu filmi seyredebilirler:
Biz Siz Onlar
8. Şizofrenide İyileşmeyi Etkileyen Olumlu / Olumsuz Belirtiler Nelerdir?
Özellikle hızlı ve ani başlangıç, hastalığın öncesinde iyi bir psikososyal işlevselliğin olması, sosyal destek sistemlerinin güçlü olması, beyinde yapısal bozukluk bulunmaması olumlu klinik gidiş göstergeleridir. Yani bu özellikleri olan hastalar iyileşebilmektedir.
Son yıllarda 2 önemli etkenin şizofreninin gidişini doğrudan etkilediği bulundu: 1. Hastanın şizofreni başlamadan önceki bilişsel işlev düzeyi. 2. Tedavisiz geçen psikoz süresinin uzun olması veya tekrarlayan psikoz atakları. Hastalık öncesi bilişsel işlevleri bozuk olan hastalar, tedavisi geciken hastalar ve hastalık süresinde sık psikotik atak geçiren yani tekrar hastalanan hastalarda zamanla iyileşme görülememektedir.
Bu nedenle şizofreniyi erken tanımak ve hızlı, etkin tedavi etmek oldukça önemlidir.
9. Sanal Gerçeklik
Sanal gerçeklik (Virtual reality), bilgisayarlar tarafından taklit edilerek oluşturulan ortamlardan oluşmaktadır. Çoğu sanal gerçeklik ortamı bir bilgisayar ekranı yoluyla edinilen görsel deneyimlerden oluşmaktadır. Bunun yanında bazı ortamlar duyma, hareket gibi başka duyulardan da yararlanır. Sanal gerçekliğin ortamda bulunma hissi, içeri girme (immersion) ve etkileşimde bulunma (enteraksiyon) olmak üzere üç temel özelliği bulunmaktadır.
Ortamda bulunma hissi, sanal ortamın bir parçası olmak, o an orada var olduğunu hissetmektir. İçeri girme (immersion) ise, bunu duyular aracılığı ile tamamlayabilmektir. Etkileşimde bulunma (enteraksiyon) ise, bilgisayarın kullanıcının tepkilerine ve yönelimine göre yanıt verebilmesidir.
Sanal gerçeklik yaygın olarak gerçek hayatta var olan ya da olmayan yerlerin en az 3 boyutlu olarak bilgisayar ile yeniden oluşturulması ve gerçeğe benzer bir deneyim sunması için kullanılmaktadır. Sanal Gerçeklik çok çeşitli alanlarda uygulamalı olarak kullanılmaktadır. Eğitim (uçuş simülasyonu, tıp eğitiminde cerrahi operasyon simulasyonları, Gözlem, Test (askeri alanda dövüş becerisi ölçmek), Eğlence (oyunlar), Sağlık (fizyoterapi, travma sonrası stres bozukluğu, anksiyete bozukluğu) alanları bunlardan sadece birkaçıdır.
10. Şizofreni Hastalarında Sanal Gerçeklik Yoluyla Sigara Bırakma Tedavisi
Bu proje TUBİTAK tarafından desteklenmektedir.
Dokuz Eylül Üniversitesi’nde Sağlık Bilimleri Enstitüsü içinde Sanal Gerçeklik Laboratuvarı kuruldu. Sigara bırakmaya yönelik Sanal Gerçeklik programı oluşturuldu.
Sigara bırakmaya yönelik oluşturulan Sanal Gerçeklik Programı yaklaşık 10 seansı içermektedir. Her bir seans ortalama 5-10 dakika sürmektedir. Bu seansta kişiler sigarayla ilgili konuları yaşayarak deneyimlemektedir. Amaç bu deneyimlerin sonucunda sigaraya karşı olumsuz bir duygunun gelişmesi ve sonucunda günlük içtiği sigara miktarını azlatması veya sigara içmeyi sonlandırmasıdır.
Sanal Gerçeklik Tedavisi
Sanal Gerçeklik Yoluyla Sigara Bırakma Seansı